Duncan Greenwood, VMware EMEA Son Kullanıcı Programlama Başkan Yardımcısı
Herkes yıllardır evden çalışma, çalışma hayatının geleceği olacak derken, bu öngörü neden hala yerleşik bir yöntem haline gelmedi? Sabah dokuz akşam beş çalışma saatlerinin devri sona eriyor şeklindeki görüşlerin ömrü kısa oldu gibi görünüyor. Daha önce olmadığı kadar işleri kolaylaştıran teknolojiyle erişirken Avrupa’nın hemen her şehrinde çalışanların neden hala her gün kalabalık trafikte saatler kaybettiklerini görüyoruz?
Birçok şirket, çalışanlarının hem zaman hem de mekân açısından daha esnek çalışma koşullarına sahip olması için deneme niteliğinde adımları atıyor. Hem kuruluşlar hem de çalışanlar için esnek çalışma koşulları faydalı görünürken bazılarının ütopik olarak görebileceği bu düşünce taraflar arasında sürtüşmeye mi neden oluyor?
Esnek çalışma ilk olarak benzer miktarda işi farklı bir mekândan ya da giderek artan çalışma saatleri yerine farklı zamanlarda yapılan işlerle daha rahat koşullarda çalışmayı öngörüyordu. Çalışanların daha erişilebilir ve mobil olacağı bu dünyada çevrim dışı olmanın zorlaşacağı bir risk de bulunmuyor mu?
Avrupa genelinde esnek çalışma koşullarını sağlayabilmek adına birçok politika ve yaklaşım benimsendi. Bu sene başında Fransa, 50’den fazla çalışana sahip kuruluşların çalışanlarına e-posta yazışmalarında yer almalarına gerek olmadığı durumlarda “bağlantıyı kesme hakkı” tanınması için görüşmelerin yapılacağını duyurmuştu. Bu karar ülkenin tam da günümüzün modern dünyasında takıntı haline gelmiş iş saatleri dışındaki e-posta kontrolüyle başa çıkma çabasının üstüne geldi.
Almanya’da çalışanların yüzde 38’i esnek koşullarda çalışırken ek olarak yüzde 32’si de zamandan zamana esnek çalışma koşullarından faydalanabiliyor. Alman Volkswagen şirketi esnek çalışma politikalarını en iyi belirleyen şirketlerden bir tanesi. Yaptıkları düzenleme ile mesai saatleri dışındaki e-postaları sadece şirket telefonlarına yönlendirirken haftanın belirli zamanlarında ise e-posta sunucuları gelen mesajları durduruyor.
Terazinin öbür ucunda ise Birleşik Krallık bulunuyor. İşverenler 26 haftalık çalışma sonrası tüm çalışanlarından gelen –kabul etmek zorunda olmadıkları- istekleri, değerlendirmek zorunda. Sabit çalışma saatleri ve masa başı çalışma kültürünü sürdüren Birleşik Krallık’taki şirketlerin Avrupa’daki rakiplerinden geride kalmaları pek şaşırtıcı değil.
Durum her ne kadar kötü görünse de Akıllı Çalışma Girişimi (SMI) Birleşik Krallık’ta 200 şirketin bünyesindeki 200.000’den fazla çalışanın esnek çalışma imkanlarına sahip olması için çalışıyor. Geçtiğimiz temmuz ayında SMI işletme liderlerini girişimlerine dahil olma konusunda teşvik edip insanları masa başında oturup çalışmaktansa kendilerine en uygun durumda çalışmaları konusunda motive etmeye başlamıştı
Esnek çalışma koşulları yapacaklar listenizin en üstünde yer almıyorsa bunun hitap ettiğiniz yetenek havuzu açısından da sonuçları olabileceğini düşünmeniz gerekiyor. Deloitte’in hazırladığı bir rapora göre her 10 üniversite mezunundan 1 tanesi esnek çalışma koşullarının iş seçerken en önemli etken olduğuna inanıyor. Genç nesillerin ilgisini yetenek havuzunu devam ettirebilmek için esnek çalışma koşulları işletmeleri çekici hale getirip işlerini kolaylaştırabilir. Tabii bütün bunlara ek olarak bir de güven konusu var. Çalışanlar işverenlerinin kendilerinden yapmalarını bekledikleri işlerin nasıl ve nerede olduğundan bağımsız yapılacağı konusunda kendilerine güvenmelerini bekliyor.
Gerçekte ise kurumların tüm kurum genelinde esnek çalışma koşullarını destekleyebilecekleri temel yapılara sahip olduklarından emin olmaları gerekiyor. Uygulama açısından bakacak olursak, kurum büyüdükçe ölçeklenebilecek bir teknoloji platformu gerekiyor.
Teknoloji, esnek çalışabilme koşulları sağladı; ancak bunun getirdiği avantajlardan ne kadar faydalanılabileceği kurumların kendisine bağlı.
Category: Haberler ve Öne Çıkanlar
Yorum bulunamadı