Çoklu bulut dünyasında uygulama karmaşıklığı ile başa çıkma

Yayınlanan 03/05/2019 by ozgee
DISCLAIMER: this article is older than one year and may not be up to date with recent events or newly available information.

Teknolojinin kurumlar üzerindeki etkisini genellikle kurum içi, kurum dışı, bulut, veri merkezleri, ağlar, uç vs. platformlar ve altyapılar açısından ele alarak tartışırdık. Ve bu sayede maliyet optimizasyonu, çeviklik, pazara çıkış hızı, güvenlik, uyum, denetim ve tercih açısından değeri ve etkililiği ölçebilirdiniz. Bu odağın gözden kaçırdığı şey ise günümüzde işletme kararlarına yön veren şeyin gerçekte ne olduğudur. Biz söyleyelim: Birkaç yıl öncesine kadar BT departmanının haricinde pek çok kişinin üzerinde bile durmadığı bir şey olan “uygulamalar”.

Her şey, biz “tüketicilerin” eline iPhone ve onun App Store geçtikten sonra değişti. Sadece birkaç yıl içinde ve her işletim sistemi için Uygulama Marketlerinin ortaya çıkmasıyla kurumlar “uygulama öncelikli” düşünmeye başladılar. Ancak, her uygulama birbirinin aynı olarak yaratılmamıştır ve her bir uygulamanın değerinin, o uygulamanın o kurum için ne kadar önemli olduğuyla ölçülmesi gerekir.

Öyleyse, görev açısından kritik, iş açısından kritik ve müşteri odaklılık ne demektir? Nihayetinde BT kararlarını etkileyen şey bu uygulamaların önceliklendirilmesidir. Kurum, görev açısından kritik bir uygulama olması durumunda, performansından ödün vermeksizin tam güvenlik sağlamalıdır veya müşteriye yönelik bir hizmet olması durumunda, bir satıcının mobil ticaret tekliflerinin büyük çaplı ani yükselmeler gibi daimi olarak büyük miktarda kaynak tüketmeden yönetebilecek ölçeklenebilirliğe sahip olması gerekir. Yine, uygulama türü de önemli bir etmendir. Uzun yıllardan beri kurumunuzun merkezine yerleşmiş, örneğin bir lojistik şirketinin otomatik fiyatlama aracı gibi ihtiyacınıza uyarlanmış bir uygulamanız varsa, uygulamanızı buluta yükseltmek veya geçirmek tek başına çözüm getirmeyecektir. Uygulamanızın verilerine erişmek böylesine önemliyken uygulamanızın mevcut ortamının şimdilik muhafaza edilmesi yönünde karar verilebilir.

Bütün bu faktörler, doğru platformu seçmeye yönelik kriterleri etkiler. Asıl zorluk, her uygulamanın farklı işletim sistemleri ve platformlara ihtiyaç duymasıdır ve tek bir platformun, tüm faydaları, aşırı derecede pahalı olmadan sunamamasıdır. Durum böyleyken, pek çok kurum kendini, karmaşık uygulamalarının birçok farklı yerde barındırıldığı bir durumda bulmaktadır. Ne yazık ki bu uygulamalardan pek çoğu, en iyi barındırılacakları ve çalışacakları platformlar ve farklı bulutlar arasında kolayca taşınamamaktadır. Kısa süre önce gerçekleştirilen bir VMware anketine katılanlar, bu duruma ilişkin önemli zorluklara değindi. Bu altyapılar karmasından en iyi performansı almak için üstesinden gelinmesi gereken en büyük iki engelden birinin eski sistemlerle entegrasyon (%57) ve diğerinin yeni teknolojilerin anlaşılması (%54) olduğu neticesini ortaya koydu. Peki ama bu “karmaşık” manzarayı daha kolay şekilde yönetmenin bir yolu var mı?

Çoklu platformlar arasında daha iyi deneyim sağlama

Net bir stratejiye ve yaklaşıma sahip olmak çok önemlidir. Örneğin, bir tüketici bankasını ele alalım. Fiziksel şubeler, mobil uygulamalar ve çevrimiçi bankacılık hizmetleri ile bankanın altyapısı çok büyük olasılıkla bir kurum içi ve özel bulut karmasına sahiptir. Güvenlik, mevzuata uygunluk ve denetim bu denli önemliyken, bu sistemlerin hantal yapısı, denenmiş ve güvenilir yaklaşımları tercih etmenin genellikle daha basit olmasını sağlamaktadır. Dijital tabanlı yenilikçilerin ve yeni giriş yapanların genel bulut sağlayıcıları kullanmasıyla, eski sistemlerin yükünü taşıyan yerleşik aktörler daha hızlı yanıt verme şansı bulabilir. Capital One ve World Bank gibi bankalar, dağıtım ve test için genel bulut bilgi işlem altyapılarını kullanmaktadırlar. Bu sayede esneklik, ölçeklenebilirlik ve dinamizmin faydalarını, önemli bir yatırım olmadan kullanmaya devam ederken, eski verilerden yararlanmayan uygulamaları deneyebilir ve kullanabilirler.

Örneğin, akreditif sürecini yönetmek için blok zincirinin kullanılması, önemli bir kaynak gerektirebilir. Deneme niteliğinde olması nedeniyle, banka tümüyle özel bulut ortamına yatırım yapmaktan kaçınabilir. Bu durumda, genel bulutu konumlandırmak cazip hale gelir. Gerekli altyapıyı sağlar, pilot olarak çalıştırılabilir ve başarılı olursa, uygulamanın bir özel bulut ortamına taşınması kararı alınabilir. Böyle yaparak banka kararın alınması için gerekli yanıtları alabilir ve yeni bir ürünü hızlıca geliştirebilir, dağıtabilir, test edebilir ve muhtemelen piyasaya sürebilir. Başarı sağlanamazsa kalıcı bir kaynağa yapılan yatırım boşa gitmemiş olur.

Bankacılık sektörünün açılması, net olarak tanımlanmış bir yaklaşım ve strateji için bir başka fırsattır. İngiltere’deki Open Banking girişimi ve AB’deki Directive on Payment Services (PSD2) vasıtasıyla, daha fazla finansal kuruluş üçüncü taraf geliştiricilere API erişimi vererek kurumların veya müşterilerin pek çok sağlayıcı arasında finansal bilgilerini yönetmelerine olanak sağlayan uygulamalar ve servisler oluşturmak için fırsat sunmaktadır. Amaç, müşterilere daha büyük şeffaflık ve esneklik sunarak daha iyi bir deneyim sağlamaktır. Bankalar ve diğer finansal hizmet sağlayıcıları için bunun anlamı, ilgili veriyi güvenle paylaşabilmek için gerekli altyapıya sahip olmaktır. Özel ve genel bulut ortamları karması, çekirdek veri veya görev açısından kritik hizmetlerin güvenlik risklerine veya uygunsuz kullanıma maruz kalmadan üçüncü taraf uygulamaların geliştirilmesini destekleyebilir.

Yeteneği yönetme ve silolardan kaçınma

Peki bu, bankanın teknoloji ekibi için ne anlama geliyor? İlk olarak, farklı çoklu yetenek kümelerine sahip ekiplere veya daha da olası biçimde ayrı platformlara odaklanmış ayrı ekiplere ihtiyaç duyma olasılığını artırıyor. Bu örneğin, AWS’nin genel bulutu olabilir, bu da bir özel bulutu çalıştırmak için gerekenden farklı yetenek setine ihtiyaç duyar. Kaldı ki bu da eski altyapıyı yönetmekte olan ekip için ilgili olmayabilir. BT, uzun zamandır tekil ve özel teknolojiler üzerinde çalışan ekip silolarından mustarip durumdadır ve dikkatle ele alınmadığı takdirde, bu sorun çoklu platform altyapılarının gereksinimleri ile daha da derinleşebilir. Bir çoklu bulut ortamına sahip olmanın esas amacı, uygulamaları o anki gereksinimlere dayalı olarak bir ortamdan diğerine taşımaktır ve bu amaç, silolaşmış ekipler birlikte çalışmakta zorlanırlarsa daha da karmaşık hale gelir.

Bu taleplerin gelecekte daha da artacağına hiç kuşku yoktur. Gitgide daha fazla kurum kendi dijital dönüşüm gündemlerini hızlandırdıkça, dijital gereksinimlerini güvenlikten taviz vermeden karşılamak için, yayılan uygulama alanlarını yeniden toplama zorluğu ile karşı karşıya kalmaktadır. Pek çoğu halihazırda çoklu bulut ortamlarını dönüşümü sağlamak için kullanmaktadır. Daha önce belirtmiş olduğumuz VMware anketi, katılanların %80’inin çoklu bulut ortamının faydalarından birinin inovasyon olduğunu düşündüklerini göstermektedir ve bu son derece akla yatkındır. Farklı ortam türlerinin en iyi yönlerini alabilmek, dijitalleşme fırsatlarından faydalanmak için pek çok kuruluşun tam da ihtiyacı olan şeydir.

Neler başarmanız gerektiğini anlama

Bir çoklu bulut dağıtımının çalışması için kurumların temelde neye ihtiyaç duyduklarını anlamaları ve hibrit bulut altyapısının bu gereksinimleri tüm ortamlar ve cihazlar arasında çalışmasını ve yönetmesini sağlamaları gerekir. Kullanılan ortamlar, uygulamanın asıl amacı değil, desteği ve destekçisidir.

Ama bunun da sürekli bir evrim sürecinde olması gerekir. Kurumlar dijital olarak dönüşmeye devam ettikçe, uygulama varlıklarını sürekli olarak revize etmeye ve düzeltmeye ihtiyaçları vardır. Bu bir, gereksiz uygulamaları belirleme, güçlendirilmesi gereken uygulamaları tespit etme, tümüyle yerel bulut uygulamalarına dönüştürülebilecek uygulamaları saptama ve bir süre daha eski ortamlarda tutulması gereken uygulamaları seçme sürecidir ve bütün bunları yaparken iş yüklerinin yönetilmesi ve taşınması da gerekmektedir. Bu yaklaşımı izleyerek ve farklı platformlarda çalışabilen altyapılar sağlamak için gerekli yetenek ve deneyime sahip ortaklarla çalışmak, kurumların etkili bir uygulama öncelikli yaklaşım sunmalarına, bunu çok sayıda ortamda yapmalarına ve bu sayede dijital işletme hedefleri doğrultusunda ilerlemelerine yardımcı olabilir.

Dijital iş dünyasının geleceğini şekillendirmeye yardımcı olun! Geleceğe iz bırakmak için VMworld 2019 Avrupa hakkında daha fazla bilgi edinin ve kayıt olun!


Category: Haberler ve Öne Çıkanlar, VMware

Tags: ,

İlgili Yazılar

Yayınlanan 26/07/2019 tarafından ozgee

5G: Geleceğin İlk Günü

Mobil Dünya Kongresinden beri teknoloji meraklıları ve uzmanlarının sıkça bahsettiği 5G teknolojileri gün geçtikçe teorik yaklaşımlardan kurtulup günlük hayatımızda yerini almaya başlıyor. İletişim hizmet sağlayıcıları tarafından 5G destekli yeni hizmetler ve geliştirilmiş altyapılar üzerine çalışılmaya başlandı bile. Böylece Mobil Dünya Kongresinde tanıma şansı bulduğumuz yeni cihazlar arasında en ilgi çekenlerden bazıları 5G veri ve internet […]

Yayınlanan 03/05/2019 tarafından ozgee

Telko bulut ile 5G fırtınasının ötesine geçmek

Bu yılki Mobil Dünya Kongresi (MWC) gündemindeki en önemli konu 5G’ydi. 5G destekleyen cihazlardan, önümüzdeki aylarda ABD’nin çeşitli şehirlerinde gerçekleşebilecek ilk ağ devreye alımlarına kadar, yeni nesil ağ ile ilgili olmayan hiçbir an yok gibiydi. Önceki yılın etkinliğinde teori ağır basıyorken, bu yılkinde kesinlikle teknolojinin pratik uygulamalarının başlangıcı hissediliyordu. MWC gibi büyük bir etkinliğin heyecanın, […]

Yayınlanan 29/03/2019 tarafından ozgee

Donanımınızı yazılım ile dönüştürün

Müşterilerimizden pek çoğunun hem Cisco hem de VMware ile stratejik ortaklık kurduğunu biliyoruz. Yıllardır bize her iki teknolojiyi birlikte de kullanmak istediklerini söylüyorlardı ve bunu yapabiliyorlar. Donanım ve yazılım birlikte çalıştığında, ağların daha iyi performans gösterdiği sır değildir. Donanımınızı elden çıkarmanız gerektiğini söylemeye çalışmıyoruz. Fiziksel altyapının hâlâ önemli olduğuna inanıyoruz, ancak verilerinizin ihtiyaç duyduğu proaktif […]

Yorumlar

Yorum ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses cookies to improve the user experience. By using this site you agree to the privacy policy